14 Temmuz 2013 Pazar

Partnachklamm: Bavyera'da bir doğa tatili önerisi

Partnachklamm - Bavyera - Almanya

Bu haftasonu yine doğayla iç içe olduğumuz bir haftasonuydu. Annem ve babamın bizi ziyarete Münih'e gelişleri güzel bir havaya denk gelince hem havanın tadını çıkartmak adına hem de onlara Bavyera'nın yemyeşil köylerini tanıtmak adına vurduk kendimizi yine yollara. Münih'ten sadece 1-1,5 saatlik uzaklıkta bulunan Garmisch-Partenkirchen'di hedefimiz. Çünkü o bölgede bulunan bizim Saklıkentimize çok benzeyen Partnachklamm hem sunduğu görsel şölen hem de çok zor olmayan yürüyüş parkurlarıyla misafirlerimiz için idealdi. 


Garmisch-Partenkirchen bölgesi turistlere, doğa severlere çok farklı imkanlar sunan çok şirin bir Bavyera yerleşim yeri. Almanya'nın Alpler üzerindeki en yüksek noktası Zugspitze'nin bu bölgede yer alıyor olması bölgeyi daha da özel kılıyor. Daha önce yine bir doğa harikası olan Höllentallklamm'ı bloğumda anlatmıştım. Höllentallklamm'da bu bölgede yer alıyor. Ayrıca buraya yakın Eibsee (Eib gölü) görülmeye değer bir yer. Kısacası eğer doğayla iç ice bir 3-4 gün geçirmek isterseniz Münih yakınlarındaki Garmisch-Partenkirchen tam ideal. Daha turistik olan Garmisch'e karşılık bölgenin Partenkirchen tarafı daha küçük ve daha şirin. Klasik Bavyera mimarisinin en güzel şeklini bulacağınız Partenkirchen'de butik bir otelde kalabilir, günü birlik Partnachklamm, Höllentallklamm, Eibsee turları yapabilir, trenle Almanya'nın Alpler üzerindeki en yüksek noktası olan Zugspitze'ye çıkabilirsiniz. Unutmayın ki burası kış sporlarının da merkezi. Dünyaca ünlü Alman sporcu Miriam Gössner'in de doğduğu yer. 

Partnachklamm'a Münih ana tren garından (Hauptbahnhof) kalkan trenlerle ulaşmak mümkün. Münih-Garmisch arası trenle 1,5 saat ve Bayern Ticket (5 kişi bu biletle seyahat edebilir) ile gidebilirsiniz (Bu bilet gidiş-dönüş toplam 30€). Garmisch tren istasyonunda inmelisiniz. Partnachklamm bu istasyon durağına

Garmisch-Partenkirchen'de göze ilk çarpan yer 1936 Dünya Kış Olimpiyatları'nın yapıldığı alan:

İnsan bu yapıya bakarken bile korkarken nasıl olur da sporcular buradan atlar akıl almıyor gerçekten.

Partnachklamm'a ulaşmak için burayı geçip ormanın içine doğru ilerliyoruz. Burası doğasıyla insanı ilk bakışta büyüleyecek güzellikte:

Partnachklamm yolu
Partnachklamm yolu



Etrafta gördüğümüz samanlar aslında buranın bir köy olduğunu bize tekrardan hatırlatıyor. Ama nasıl bir köy. İnsan burada yaşasa ölmez cinsten...

Aşağıdaki fotoğrafta yeralan ev ise sanki ilkokul günlerimde her çocuk gibi benim de çizdiğim resimden fırlamış gibi. Orman içinde yeralan şirin yeşil panjurlu bir ev, ona kıvrılarak ulaşan dar patika yol ve orman... 

Atlıyoruz teleferiğe ve 5-6 dakikalık teleferik yolculuğu sonrası kendimizi muhteşem bir manzaranın içinde buluyoruz.
  
Partnachklamm-teleferik yolculuğundan


Partnachklamm-teleferik yolculuğundan
Yukarı çıktığımızda bu manzaranın keyfini çıkartmak için orada mutlaka mola vermemiz gerektiğine karar kılıyoruz ve bir kahve eşliğinde manzaranın keyfini çıkartıyoruz:

Annem...


Kısa bir mola sonrası vuruyoruz kendimizi yollara ve aşağıya doğru yavaş yavaş ilerliyoruz. Tabii ki manzaranın tadını çıkartmak ve fotoğraf çekmek için mola vere vere: 



Orada bir evin önünde bulduğumuz bank ise hayatımda gördüğüm en güzel banktı. Yaşlı bir teyze ve amca eşliğinde bu bankta bir kaç dakika dinlenmek hem çok keyifli hem çok anlamlı. Sevdiğin insanla sırt sırta koca bir hayat geçirip yaşlanabilmek...


Ve bir süre sonra kendimizi iyice ormanın içinde buluyoruz: 



 ve Klamm göründü: 



Kayalıkların yanına yapılmış dar yoldan ilerleyerek zaman zaman küçük mağaralardan geçerek suyun o kuvvetli sesine kulak veriyoruz:






ve 1910-1912 yılları arasında insanların burayı gezmesi için açılan yolu tamamlayıp Klamm'ın sonuna ulaşıyoruz.


Doğasıyla bizi büyüleyen Tegernsee gibi Partnachklamm'da bizim highlightlarımız arasında. 

Belki bir gün yolunuzu buralara düşürürsünüz ve bu doğa harikası yeri kendiniz bizzat gezersiniz. Benden tavsiye etmesi, sizden gezmesi...

Gökçe Demirci
14.07.2013 

2 yorum:

  1. Merhaba Gökce,yazilarini keyifle okuyorum.Ben de senin gibi yeni cografyalar,kulturler ve insanlarla tanismayi cok seviyorum.Bu yaz, senin blogunda okuduktan sonra Hirvatistan tatili yapmaya karar verdik ve Hvardan baslayarak sizin izlediginiz rotayi tersinden izledik.Cok keyifli bir tatildi,sana tesekkur etmek istedim,cok yardimi oldu paylastiklarinin.Dunya kucuk,belki bir gun bir yerde yollarimiz kesisir.Sevgiyle kal..
    Cennet Lindström

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Cennet, mesajin icin cok tesekkür ederim. Blog yazmak gercekten cok emek isteyen bir is/hobi. Ancak böyle güzel mesajlar alinca, ve yazdiklarimin faydali oldugunu duyunca yeni yazilarim icin heyecanlanmaya basliyorum. Emeklerim bosa gitmiyor diye seviniyorum. Belki dedigin gibi bir tatilde denk geliriz. Dünya kücük gercekten :) Sevgiler

    YanıtlaSil