16 Şubat 2013 Cumartesi

Surların içine gizlenmiş tarih: Dubrovnik



2010 yılının Eylül Ayı'nda yaptığımız tatil için seçtiğimiz rota Balkanlardı. Tatilimizin ilk günlerinin Ramazan Bayramı'na denk gelmesi ve bizim o tarihlerde 93 Bosna Savaşı'nın geçtiği topraklarda olmamız tatilimizi daha bir anlamlı kıldı. 

İşte yaklaşık 10 gün süren Dubrovnik'ten başlayan ve Dubrovnik'te biten tarih ve deniz turumuzun rotası:

Dubrovnik (A) - Mostar (B) - Dubrovnik (C) - Mljet Adası (D) - Dubrovnik (E) - Kotor (F) - Sveti Stefan (G) - Mali Ston (H) - Korcula Adası (I) - Hvar Adası (J) - Dubrovnik (K) - Cavtat (L)


















Tatil için seçtiğimiz bölge 7. yüzyılda Slavların, 9. yüzyılda Bizansın, 11. yüzyılda Ortodoks ve Katolik Kiliseleri’nin, 15. ve 19. yüzyılda da Müslüman Osmanlının ve Hristiyan Batının etkisi altında kalmış ve bu sayede oldukça kozmopolit bir kültüre sahip bir bölge. 

Bu gezimizde tarih ve deniz tatilini biraraya getirmeyi hedeflemiştik. Tarih kısmı için öncelikle surlarla çevrili Dubrovnik şehrini gezdik, sonra ise Bosna-Hersek (Bir Osmanlı köyü olan Poçitel ve Mostar) ve Karadağ (Kotor ve Sveti Stefan) ülkelerini keşfe çıktık. Yaklaşık 5 gün süren bu tarih kısmında Dubrovnik'te kaldık; ancak kiraladığımız araba sayesinde hergün farklı bir yeri keşfedebilme imkanını yakaladık: Sixt Araç Kiralama Firmasının Dubrovnik Havalimanı şubesinden 2009 model 10.000 km’de Opel Corsa marka bir otomobilini 5 gün için sigorta dahil 277 €'ya  (2.025 Kuna) kiraladık. Otel olarak ise Dubrovnik'te kişi başı geceliği 20€ olan Villa Music’i seçtik (Josipa Kosora 22, 20000 Dubrovnik, Tel: +385 20 332 001). Türk otel Rixos'a birkaç kilometre mesafede olan otelimizin sahipleri oldukça şekerdi. Hatta Ramazan Bayramı'nın ilk günü otelin sahibi elleriyle açtığı baklavadan bir tabak ikram etti bize. 

Tatilimizin ikinci kısmı olan deniz tatili içinse Hırvatistan'ın adalarına geçip orada denizin ve güneşin tadını çıkarttık. Dalmaçya Kıyıları'nda yer alan birbirinden güzel adalardan biz Korçula ve Hvar adalarını seçtik. Denizin, güneşin tadını çıkartmak için bu adalar bire bir. Ege Sahillerini sevenler buraları tam sizin için. Ege Sahillerinin güzelliğini burada bulacaksınız inanın. 

Deniz tatili sonrası ise dönüş uçağımızın kalkacağı Dubrovnik'e geçtik ve bu güzel şehri tekrar gezme fırsatı yakalamış olduk. Bu sefer bu güzel şehrin tarihi merkezinde bir otel bulduk. İsmi Vukica Kisic (Petilovrijenci 9 20000 Dubrovnik, Tel +385 20 321 293). Tarihi şehrin tam merkezinde dar sokaklar arasında yeralan bu pansiyon için gecelik 250 Kuna ödedik. Tarihi şehirde kalma imkanınız varsa tercihinizi bu yönde kullanmanızı tavsiye ederim. 

Otel sahibinin kendi elleriyle açtığı baklava Ramazan Bayramımızı anlamlı kıldı...


İlk hedefimiz surların içinde saklanarak günümüze kadar korunabilmeyi başarmış Hırvatistan'ın güzel şehri Dubronik'i keşfetmek.   

Dubrovnik - Hırvatistan



Hırvatistan denilince akla ilk olarak son zamanlarda Türk turistler arasında popülerliği iyice artan kırmızı çatılı, yeşil panjurlu, beyaz taş evlerin yurdu, surların içine saklanmış tarihi Dubrovnik geliyordur diye düşünüyorum. 

Dubrovnik-Hırvatistan
Dubrovnik-Hırvatistan
Tarihi şehir (Old Town- Altstadt) Dubrovnik UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi'ne girmeyi başarmış, etrafı 12km surlarla çevrili çok güzel bir şehir. Tarihi şehrin dar sokakları, aynı tip yani 'kırmızı kiremit çatılı, yeşil panjurlu, beyaz taş evlerden' oluşuyor.   

Dubrovnik-Hırvatistan
Tarihi şehri çevreleyen surlar ise tüm tarih boyunca bu güzel liman şehrini denizden gelen saldırılara karşı korumayı başarmış. Günümüzde bu surların üzerinde gezmek, şehre hakim olan kırmızı, beyaz renkleri yukarıdan seyretmek, gün batımında limanın muhteşem manzarasının keyfini çıkartmak en güzel turistik aktivite olsa gerek.  

Dubrovnik Liman







Dubrovnik Surlar 
George Bernard Shaw " Dünyada cenneti arayanlar Dubrovnik'e gelmeli" demiş. Ben de buna katılıyorum.

Dubrovnik
Dubrovnik-Hırvatistan



Lord Byron ise Dubrovnik için "Adriyatik'in İncisi" demiş...

Dubrovnik - Hırvatistan

Barok ve Rönesans mimarilerinin eserleri arasında yürürken insan Dubrovnik'in korunmuş tarihi yapısını daha   iyi fark edebiliyor. Surların üzerinde gezerken insan, bir tarafında denizin maviliğini diğer tarafında bu kadar güzel korunmuş tarihi keşfediyor ve büyüleniyor. 



Dubrovnik'te ilk olarak kale surları üzerinde gezmelisiniz (Kişi başı yaklaşık 70 Kuna), sonrası içinse önerilerim şunlar:   

Dubrovnik'te 1391 yılından kalma Avrupa'nın en eski eczanelerinden biri var. Burayı gezmenizi tavsiye ederim.
Stradun Caddesi
Surların içinde yeralan eski şehrin tam ortasından geçen ve sadece yayalara açık olan Stradun (Placa) caddesi cafeler ve restoranlarla dolu. Bu caddede bulunan cafelerden birine oturun ve keyif yapın derim. Ancak ara sokakları sakın atlamayın. Dar sokaklarda dolaşmak, tarihi dokuyu daha çok hissetmenizi sağlayacak. Ayrıca gece güzel bir mekan ararsanız dar sokaklarda çok keyifli mekanlar olduğunu söyleyebilirim. Bizim bu tatilimiz Dünya Basketbol Şampiyonası'na denk gelince biz Dubrovnik gecelerimizde basketbol maçlarını seyredebileceğimiz mekanlar seçtik. Stradun caddesi boyunca ilerlediğinizde caddenin sonunda yer alan tarihi saat kulesini göreceksiniz. Onun önünde de Orlando Sütunu yer alıyor. Sütunun karşısında yer alan Sponza Sarayı ile St. Blaise Kilisesi'ni de gezebilirsiniz. Dominikan Manastırı ise sanatseverler için güzel bir gezi önerisi olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü bu manastırda 15. ve 16. yüzyıldan kalma tablolar var.  
Bana Dubrovnik'te yapılacak en güzel aktivite ne diye sorarsanız cevabım dünyaca ünlü tarihi Dubrovnik surları üzerinde yürümek olacaktır. Ben surlar üzerindeki bu gezi sırasında çok keyif aldım. Aradan geçen yaklaşık 2,5 yıla rağmen bu yazıyı kaleme alırken şöyle bir gözlerimi kapatıp Dubrovnik tatilimizi düşündüğümde aklıma ilk bu sur gezimizden kareler geliyor. Hala etkisi altındayım. Ancak dar sokaklarını, geniş caddelerini de atlamamalıyım. Dubrovnik'in gündüzü ayrı güzel, gecesi ayrı güzel :


Dubrovnik sonrası bizim rotamızda Hırvatistan'ın güzel adaları olduğu için biz burada denize girmedik. Ancak Dubrovnik'te yer alan plajlarda deniz keyfi yapabilirsiniz. Tarihi şehre en yakın plaj Banje. Ayrıca eski limandan kalkan feribotlarla Lokrum Adası'na gidip denize girebilirsiniz. Biz her ikisine de gitmedik. Ancak buraların güzel olduğunu duymuştum. Biz başta da belirttiğim gibi deniz tatili için Hırvatistan'ın Korçula ve Hvar Adası'nı tercih ettik. Bu iki ada benim favorim. Tek kelimeyle muhteşemler. Ayrıca Dubrovnik'ten kalkan feribotlarla günübirlik Mjet Adası'na gittik. Buralara ait yazımı ayrıca kaleme alacağım. Bu nedenle bu yazımı tamamen Dubrovnik'in tarihi dokusuna ayırdım. 

Dubrovnik tarihte bir zamanlar Bizans İmparatorluğu'nun koruması altındaymış. Sonra Venediklilerin egemenliğne girmiş. 1525 yıllarında ise Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına girmiş. Osmanlı İmparatorluğu'na vergi ödemeyi kabul etmiş ancak özerkliğini kaybetmemiş. Daha sonra Yugoslavya'ya katılmış. 1991 yılında çıkan iç savaş sırasında tarihi dokusu zarar görmemiş değil. Bu savaş sonrası Hırvatistan'a katılmış. 2005 yılında ise Unesco'nun koruması altına alınmış. Bu sayede bu iç savaş sırasında zarar gören tarihi yapılar restore edilmiş ve bugünkü haline kavuşmuş. 


























Dubrovnik'te neler yenir, neler içilir? Dubrovnik'te bol bol deniz ürünleri yiyebileceğiniz restoranlar var. Biz bunlardan birkaç tanesini denedik. İlk gecemizde ara sokaklardan birinde yer alan gözümüze güzel gelen bir restoran seçtik ve deniz ürünlerinden oluşan bir menü seçtik (Balık, kalamar, midye, karides, deniz mahsüllü risotto, hepsine toplam 4 kişi için 410KN ödedik). Daha sonraki gecelerden birinde ise Dubrovnik'te meşhur olduğunu duyduğumuz balık restoranı Peskarija'ya gittik. Önünde oluşmuş kuyruğa aldırmadan sıranın bize gelmesi için bekledik. Mekanın içi güzel, yemekler fena değildi. Ancak neden bu kadar meşhur ben pek anlam veremedim. Belirtmeden geçemeyeceğim, burada yediğimiz yemeğin ertesi günü arkadaşımız Mehrin rahatsızlandı. Bir zehirlenme vakası atlattık. Çok meşhur olan mekanlarda da böyle vakalarla karşılaşabiliyor insan.  Burada yediklerimize 4 kişi için 520KN ödedik. Fiyatlar ortalama seviyede.

Peskarija Restoranı;ndaki akşam yemeğimizden bir kare
Adriyatik Denizi'nin edalı prensesi Dubrovnik'teydik. Surların içine saklanmış bu güzeller güzeli şehrin sokaklarında yürümek tarihi içinde yürümekti adeta. Biz çok keyif aldık, çok yakınınızda olan bu güzel şehri gezi rotanıza biran önce almanızı tavsiye ederim...

Dubrovnik - Hırvatistan


Değerli yorumlarınızı bekliyorum.

Gökçe Demirci

(08-19.09.2010 Balkanlar Tatilinden)

Hırvatistan - Bosna Hersek - Karadağ Tatil Notları 1. Kısım: Dubrovnik

Bu yazı dizisinin diğer kısımlarına aşağıda yer alan linklerden ulaşabilirsiniz: 


4 yorum:

  1. Eylülde ben eşim ve 3 yaşındaki kızımla balkanlar turu yapmayı düşünüyoruz fakat nereden başlayacağımızı bilemiyoruz .Önerilere ihtiyacımız var .istanbul dan hareketle hangi havaalanına inelim .nerede kalalım.sizin rotanız oldukça iyi görünüyor ama ne bileyim şöyle yaparsanız daha iyi olur gibi önerilerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, Balkanlar çok geniş bir coğrafya. ne yazık ki henüz çok küçük bir kısmını gezebildik. Eğer Hırvatistan odaklı olacaksa bizim rotamızı tavsiye ederim. Dubrovnik'te başlayıp orda bitirebilirsiniz. Dubrovnik, Mostar'a ve Karadağ'a yakın olduğu için biz Dubrovnik'te kalmıştık ve orada kiraladığımız araba ile Mostar'a Karadağ'a geçmiştik. Sonrasında da Hırvatistan'ın adalarında 5-6 gün deniz tatili yapmıştık. Hvar ve Korçula adaları çok güzel. Ancak Zagreb'ten başlayanlar da var. Okuduğum bazı blog yazarları önce Zagreb'e uçmuç oradan Dubrovnik'e geçmişti. İyi düşünüp, iyi plan yapmak gerek. Örneğin biz Saray bosna'yı gezememiştik ki mutlak gidilip görülmrli. Örneğin bizim aklımızda şu ararlar Makedonya'da var. Balkanlar'ın çok güzel bir ülkesi. Dediğim gibi ben bizim yaptığımız turu tabii ki öneririm, ancak bizim gezdiğimiz kısım Balkanlar'ın çok küçük bir kısmı.

    YanıtlaSil
  3. yazılarınız gerçekten çok aydınlatıcı.yanıtınız için teşekkürler .fakat küçük bazı detaylar kafama takılıyor .mesela dubrovnikte araç park edecek yer yok diye biliyorum.park sorununu nasıl çözdünüz.sonra dubrovnikten oberiç e nasıl geçtiniz otobüs vs ile mi.bir de eylülün 15 inden sonra deniz sezonu bitmiş olur mu ya da hava nasıl olur halen denize girilebilir mi.3 yaşındaki bir çocukla yola çıkacağımız için küçük detayları da araştırmak durumunda kalıyoruz.bu arada Mehrin ortak arkadaşımız olur . sevil yılmaz ışık

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Sevil,

    Biz Dubrovnik'e ilk gidisimizde surlarin disinda bir otelde kalmistik. Bu nedenle otopark sorun olmadi. Otelin önüne park etmistik. Biz araci ilk 4-5 gün icin kiraladik. Yani tarih turunu yaptigimiz Mostar-Karadag kisminda kullandik. Ardindan araci teslim ettik, cünkü deniz tatili icin adalara gectik. Adalara direk Dubrovnik'ten gemiyle gecmek mümkün. Yanlis hatirlamiyorsam arabali vapurlarda var. Ancak tam emin degilim. Biz Orebic'e arabayla gittik. Orebic'ten gemiyle Korcula Adasi'na gectik. (Mehrin'ler Orebic'te bizi birakti ve arabayla havalimanina geri döndüler, onlar ordan Istanbul'a geri uctular). Orebic'e gitmemizin sebebi oradaki Cin Seddi'nden sonraki dünyanin 2. büyük seddini görebilmekti. Ancak kizinla beraber o seddi gezmek kolay olmayabilir. O nedenle siz direk Dubrovnik'ten Korcula adasina gecebilirsiniz. Adalarda arabaya gerek yok. Ya da bizim gibi isterseniz adalarda günübirlik yine arac kiralarsiniz. Biz Korcula Adasi'nda bir günlügüne yine arac kiralamistik. Arac bulmak hic zor degil. Dönüs ucagimiz Dubrovnik'ten olunca biz adalardan tekrar Dubrovnik'e gemiyle gecmistik. O zaman surlar icinde bir otelde kaldik. Surlarin icine araba girisi yasak. Zaten surlar icindeki tarihi sehir cok kücük. Orada arabaya ihtiyac yok. Eger Mostar'a ve Karadag'a gececekseniz, ki bence mutlaka gecin, arabaya ihtiyaciniz olacak.

    Biz Eylül Ayi icinde Hirvatistan Adalari'ndaydik. Hava gayet güzeldi. Bunaltici bir sicak yoktu, ancak keyifle deniz tatili yaptik. Denize girdik, güneslendik. Havasi cok nemli olmadigindan bunaltmiyor insani. Ama aksam serin olabilir.

    Eylül 15'ten sonra adalar arasi yapilan günübirlik turlar kalkiyor. Mesela biz Hvar adasindayken günübirlik Brac'a gecmek istemistik. Ancak turlar bitmisti. Eylül 15 sonrasi rüzgarli olabilir hava.

    Korcula ve Hvar adalarini biz cok begendik. Mutlaka tavsiye ediyorum. Mjet adasi'da güzel anack bence gereksiz pahali. Oraya gitmeseniz de olur. Adalar'a dair ayrintili bir yazi yazmistim. Ancak kafana takilan bir yer olursa lütfen hic cekinmeden yaz bana. Hic sorun degil. Kizindan dolayi herseyi önceden düsünmen gerektigini cok iyi anliyorum.

    Bence deniz ve tarih turu icin bu rota cok güzel. Kesinlikle tavsiye ederim. Hirvatistan tatilimiz bizim unutulmazlarimiz arasinda.

    Simdiden iyi tatiller.

    Münih'ten sevgiler...
    Gökce

    YanıtlaSil