25 Haziran 2012 Pazartesi

Endülüs Tatil Notları - 2: Granada (Gırnata)

GRANADA: Rüya sarayların gerçek alemdeki izdüşümü olan "El Hamra Sarayı" nın şehri


Endülüs Bölgesi Afrika'yı aşıp Avrupa'ya ulaşan insanların ilk yaşam yeri olmuş. Bu bölgede yeralan Gırnata'da ise ilk insanlığa dair izler burada yaşamın başlangıcının 1 milyon yıldan fazla olduğunu kanıtlıyor. Gırnata Albaicin ve El Hamra olmak üzere iki tepeye kurulu ve bu tepelerin arasından Darro Nehri'nin geçtiği bir şehir. Tarihinde Romalıların izlerine de rastlanan Gırnata, İslam Medeniyeti'nin son kalesi aslında. Halifenin yaşadığı Kurtuba'nın ve diğer şehirlerin (Sevilya, Jaen, Murçia) İspanyollar tarafından alınmasına rağmen, Gırnata Emiri, Ebu Abdullah Bin Yusuf Bin Nasr El Ahmar, Kastilya Kralı III. Fernando'ya vergi ödemeyi kabul ederek Gırnata'nın 250 yıl daha müslüman şehri olarak kalmasını sağlamış. Bu süre zarfında askeri gücü olmayan müslüman şehir daha çok sosyal aktivitelere zaman ayırmış. Bunun en önemli örneği, Nasiriler soyu tarafından kızıl tepenin üzerine (red hill) 1232 yılında temeli atılan ve kızıl/kırmızı saray anlamına gelen El Hamra Sarayı.

Katolik Monarklar, İsabel ve Ferdinand, farklı krallıklar tarafından yönetilen İspanya'yı tek çatı altında toplamak için harekete geçince ilk iş olarak Gırnata'yı işgal ederler. İşte, 1492 yılında Katolik Monark'lara savaşmadan teslim olan Endülüs'teki son Müslüman Emirlik'de bu şekilde bölgeden silinmiş olur. İlk başlarda insanların özgürce dinini yaşamalarına izin verilse de, sonrasında insanların zorla hristiyan olmaları istenmiş. İnsanlar dinlerini değiştirseler de müslüman gibi yaşamaya devam ettikleri için, çok kıyım olmuş. Dinlerini değiştirmek istemeyen müslümanlarsa buradan sürülmüş.

24 Haziran 2012 Pazar

Endülüs Tatil Notları - 1: Malaga ve Nerja

Endülüs tatilimizi bir kış akşamı planladık. İspanya'yı tatil yerimiz olarak belirlemiştik belirlemesine de neresi olacağına bir türlü karar veremiyorduk. Alman arkadaşların tavsiyesi üzerine Kanarya Adaları'nı düşünürken bir anda yönümüzü Endülüs'e çevirdik. Çünkü, bizim asıl istediğimiz beyaz evlerden ve dar sokaklardan oluşan ispanyol köylerini/kasabalarını görmek, ispanya'nın artık simgesi haline gelmiş flamenkonun ve boğa güreşlerinin anavatanını keşfe çıkmak ve lokal tatları tadmaktı. Burası Endülüs'ün ta kendisiydi! Bu tatilde ayrıca islam tarihine bir zamanlar ev sahipliği yapan bölgeyi keşfedebilecektik. Şehir ve tarih turlarıyla başlayıp, Akdeniz sahillerinde deniz tatiliyle bitirmeye karar verdiğimiz 10 günlük tatilimizin rotasına şu şekilde karar verdik:  

Malaga-Nerja-Granada (Gırnata)-Cordoba (Kurtuba)-Sevilla-Ronda-Fuengirola-Marbella-Mijas-Malaga


Burası Endülüs

İslamın izlerini, "çiçeklerle bezenmiş avlularıyla" kanıtlayan beyaz evlerin, dar sokakların bölgesi burası... 




















Kiliselerin önce camilere sonra yine kiliselere dönüştürüldüğü, zamanın minarelerinin şimdi çan kulesi olduğu bölge burası...


Tarihin izlerini dar sokaklar arasında sürerken birden kulaklarınızda ezan sesini duyup büyüleneceğiniz yer burası...

Hristiyanlar tarafından tüm ihtişamıyla inşa edilmiş sarayların duvarlarında, yüzyıllar boyunca beraber yaşanmışlığın anısına dair "Tek galip Allah'tır" yazısını bulacağınız yer burası...


Matadorlarının boğalarla dövüştüğü arenalarında mutlak olan tek şeyin "Ölüm" olduğu yer burası...


Toplum tarafından ezilmelerine, dışlanmalarına müzikle, dansla cevap veren; yere vurdukları her topukta, her alkışta bir başkaldırışı simgeleyen "Çingenelerin Flamenko'sunun" anavatanı burası...


Tapasların, paella'nın, sangria'nın memleketi burası...



Güneşin sıcaklığını insanların yüzlerinde bulabileceğiniz yer burası...


Akdenizi tüm maviliği ile hissedebileceğiniz, öğleden sonra "Siesta" yapabileceğiniz yer yine burası... 



Burası Endülüs...